tarafından Kadınların eşleri tarafından şiddete maruz kalsalar da kocası kendine vurmadığı sürece durumun farkına varmadığı belirtildi.
AKDENİZ Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi (KATCAM) Müdürü Doç. Dr. Nurşen Adak, Türk toplumunda duygusal, sözel, ekonomik şiddete maruz kalan kadınların, bu şiddetin farkına varmadığını söyledi. Doç.Dr. Adak, “Bizdeki yapıda kadın, kocası kendisine vurmadığında şiddete maruz kaldığını algılamıyor” dedi.
Akdeniz Üniversitesi, kadınların aile içi şiddet olaylarına karşı eğitilmesi amacıyla Türkiye'de 42 ilde uygulanan, ‘Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı'nın üniversite çağındaki kız öğrencilere uygulanabilmesi amacıyla Kadın İnsan Hakları Okulu’ başlığı altında yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında eğitimlere katılmak isteyen kız öğrenciler, 16 hafta sürecek programa katılarak, kadının insan hakları, şiddete karşı stratejiler, anayasal haklar, kadın ve cinsellik gibi konularda eğitim alacak. Türkiye'de ilk kez uygulanan proje hakkında Senato Salonu'nda KATCAM Müdürü Doç. Dr. Nurşen Adak, Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nden Psikolog Emine Anadol ve Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği Başkanı Serap Yılmaz bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Doç. Dr. Nurşen Adak, projenin, kadınların çeşitli alanlarda karşılaştıkları insan hakları ihlalleri konusunda toplumsal bilinci arttırmak ve bu sorunlar karşısında çözüm üretmelerine yönelik donanım kazanmalarını sağlamak amacıyla hazırlandığını söyledi. Programın ilk kez üniversite öğrencilerine yönelik uygulandığını belirten Doç. Dr. Adak, eğitimlerin 11 Şubat Perşembe günü başlayacağını ifade etti. İstekli kız öğrencilerin iki grup halinde eğitimlere katılacağını belirten Doç. Dr. Nurşen Adak, “Bu program kadınların kendi gündelik tecrübelerinden yola çıkarak hayatlarını şekillendiren uygulamalar ve yasalar karşısında bakış açışı geliştirmeye yardımcı olmaktadır. Kız öğrencilerimize eğitimleri alanlarında uzmanlaşmış kişiler verecek, eğitimi tamamlayanlar sertifika alacak” dedi.
‘ALGISAL FARKLILIK VAR’
Kadına yönelik şiddet olaylarında algısal farklılıklar yaşandığını belirten Doç.Dr. Adak, “Bundan 50 yıl önce duygusal, sözel, ekonomik şiddet dikkat çekmiyordu. Fakat bu konudaki duyarlılığın artmasıyla algılamalarımız da değişti. Bizdeki yapıda kadın, kocası kendisine vurmadığında şiddete maruz kaldığını algılamıyor. Böyle olunca gelişmiş bir ülkedeki psikolojik, ekonomik şiddet oranları bizimkinden yüksek çıkabiliyor” diye konuştu.
‘ÜNİVERSİTELİ KADIN KORKUYOR’
Psikolog Emine Anadol ise eğitim düzeyi arttıkça şiddetin yükseldiğini ve eğitim düzeyi yüksek ailelerin içinde yaşanan şiddet olaylarının da gizli kaldığını söyledi. Şiddetin statüyle igisi olmadığını belirten Anadol, şöyle konuştu:
“Statümüz yükseldikçe şiddeti ifade edebilmemiz zorlaşıyor. Kendi adıma söyleyeyim, emniyete gidip ‘Ben eşimden şiddet gördüm’ diyeceğim. Ondan sonra benim mesleki statü kaybım çok fazla olacağı için bunu ifade etme olasılığım düşük olabiliyor. Maalesef bu yapının içinde hukukçular, doktorlar var.”
‘İŞ ARKADAŞIM DUYMASIN’
Geçen yıl Antalya'da yaşanan kadına yönelik şiddet olaylarına ilişkin istatistiki bilgiler veren Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği Başkanı Serap Yılmaz ise polis ve jandarmaya ulaşan toplam vaka sayısının 2 bin 145 olduğunu söyledi. Bu rakamın şiddetin gerçek düzeyini ifade etmediğini kaydeden Yılmaz, özellikle üniversite mezunu kadınların yaşadığı şiddeti gizlediğini belirtti. Yılmaz, “Üniversiteli kadın şiddetle tek başına mücadele etmeye çalışıyor. Bunun nedeni statü kaybı çekincesi ve ‘iş arkadaşım duymasın’ düşüncesi” diye konuştu.
AKDENİZ Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi (KATCAM) Müdürü Doç. Dr. Nurşen Adak, Türk toplumunda duygusal, sözel, ekonomik şiddete maruz kalan kadınların, bu şiddetin farkına varmadığını söyledi. Doç.Dr. Adak, “Bizdeki yapıda kadın, kocası kendisine vurmadığında şiddete maruz kaldığını algılamıyor” dedi.
Akdeniz Üniversitesi, kadınların aile içi şiddet olaylarına karşı eğitilmesi amacıyla Türkiye'de 42 ilde uygulanan, ‘Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı'nın üniversite çağındaki kız öğrencilere uygulanabilmesi amacıyla Kadın İnsan Hakları Okulu’ başlığı altında yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında eğitimlere katılmak isteyen kız öğrenciler, 16 hafta sürecek programa katılarak, kadının insan hakları, şiddete karşı stratejiler, anayasal haklar, kadın ve cinsellik gibi konularda eğitim alacak. Türkiye'de ilk kez uygulanan proje hakkında Senato Salonu'nda KATCAM Müdürü Doç. Dr. Nurşen Adak, Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nden Psikolog Emine Anadol ve Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği Başkanı Serap Yılmaz bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Doç. Dr. Nurşen Adak, projenin, kadınların çeşitli alanlarda karşılaştıkları insan hakları ihlalleri konusunda toplumsal bilinci arttırmak ve bu sorunlar karşısında çözüm üretmelerine yönelik donanım kazanmalarını sağlamak amacıyla hazırlandığını söyledi. Programın ilk kez üniversite öğrencilerine yönelik uygulandığını belirten Doç. Dr. Adak, eğitimlerin 11 Şubat Perşembe günü başlayacağını ifade etti. İstekli kız öğrencilerin iki grup halinde eğitimlere katılacağını belirten Doç. Dr. Nurşen Adak, “Bu program kadınların kendi gündelik tecrübelerinden yola çıkarak hayatlarını şekillendiren uygulamalar ve yasalar karşısında bakış açışı geliştirmeye yardımcı olmaktadır. Kız öğrencilerimize eğitimleri alanlarında uzmanlaşmış kişiler verecek, eğitimi tamamlayanlar sertifika alacak” dedi.
‘ALGISAL FARKLILIK VAR’
Kadına yönelik şiddet olaylarında algısal farklılıklar yaşandığını belirten Doç.Dr. Adak, “Bundan 50 yıl önce duygusal, sözel, ekonomik şiddet dikkat çekmiyordu. Fakat bu konudaki duyarlılığın artmasıyla algılamalarımız da değişti. Bizdeki yapıda kadın, kocası kendisine vurmadığında şiddete maruz kaldığını algılamıyor. Böyle olunca gelişmiş bir ülkedeki psikolojik, ekonomik şiddet oranları bizimkinden yüksek çıkabiliyor” diye konuştu.
‘ÜNİVERSİTELİ KADIN KORKUYOR’
Psikolog Emine Anadol ise eğitim düzeyi arttıkça şiddetin yükseldiğini ve eğitim düzeyi yüksek ailelerin içinde yaşanan şiddet olaylarının da gizli kaldığını söyledi. Şiddetin statüyle igisi olmadığını belirten Anadol, şöyle konuştu:
“Statümüz yükseldikçe şiddeti ifade edebilmemiz zorlaşıyor. Kendi adıma söyleyeyim, emniyete gidip ‘Ben eşimden şiddet gördüm’ diyeceğim. Ondan sonra benim mesleki statü kaybım çok fazla olacağı için bunu ifade etme olasılığım düşük olabiliyor. Maalesef bu yapının içinde hukukçular, doktorlar var.”
‘İŞ ARKADAŞIM DUYMASIN’
Geçen yıl Antalya'da yaşanan kadına yönelik şiddet olaylarına ilişkin istatistiki bilgiler veren Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği Başkanı Serap Yılmaz ise polis ve jandarmaya ulaşan toplam vaka sayısının 2 bin 145 olduğunu söyledi. Bu rakamın şiddetin gerçek düzeyini ifade etmediğini kaydeden Yılmaz, özellikle üniversite mezunu kadınların yaşadığı şiddeti gizlediğini belirtti. Yılmaz, “Üniversiteli kadın şiddetle tek başına mücadele etmeye çalışıyor. Bunun nedeni statü kaybı çekincesi ve ‘iş arkadaşım duymasın’ düşüncesi” diye konuştu.
