Herkes gençlik yaşlarında yakın bir arkadaşının olmasını ister.Bu yakın arkadaşlık karşı cinstense daha ileri gitmesini de isteyenler olabilir.İlk aşkınız oldukça masum görünür size karşı ve hiçbir karşılık beklemeden onu seversiniz.Ancak gün gelir ayrılırsınız ve o gün sizin için dünya durmuştur.Bütün düşüncelerinizde sadece o vardır.O gün en fazla sayıkladığınız cümle "Onu seviyordum ama o beni sevmiyormuş" gibi bir cümle olur.Bir süre dünyayla ilişkinizi kesersiniz ve sizi her arayanın o olduğunu sanırsınız.Ancak hiçbirşey umulduğu gibi olmaz ve sizi arayanlardan birisi bile o olmaz.Bütün bu olaylar yaşanırken kendinize başka birisini yakın bulursunuz ve her ne kadar eskinin yerini dolduramayacağını bilseniz de "en azından onu unuturum" diyerek yeni arkadaşınızı seçersiniz.Bir taraftan eski arkadaşınızdan haberler almaya çalışırken bir bakarsınız bir arkadaşlığın daha sonu gelmiş.Ama buna o kadar üzülmezsiniz belki.Çünkü bu sefer yenisini bulmak daha kolay olur ve hatta olay o kadar ilerler ki aynı anda iki kişiyi birden idare etme durumu bile yaşanabilir.
Peki siz ilk aşkınıza neden bu kadar bağlanmışsınızdır da diğerlerinin gidişine o kadar aldırış etmezsiniz ?
Peki siz ilk aşkınıza neden bu kadar bağlanmışsınızdır da diğerlerinin gidişine o kadar aldırış etmezsiniz ?